İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü dolayısıyla Türkiye’de çalışırken hayatını kaybeden çocuklara ilişkin bir rapor yayımladı. İSİG Meclisi’nin, 2013 öncesine ilşkin devletin açıkladığı en yüksek verileri esas aldığı raporunda, AKP’nin iktidarı boyunca en az 888 çocuk işçinin çalışırken hayatını kaybettiği beliritildi.
Raporda, “çocuk işçiliğe devlet ve sermaye politikası olarak meşruluk kazandırma girişimlerinin yasaklanması gereken bir olgunun yasallaştırılmasını kolaylaştırdığına” dikkat çekilerek, “Eski Milli Eğitim Bakanlarından Ziya Selçuk’un mevsimlik tarım işçisi çocuklarla çektirdiği ve tepki toplayan fotoğraflarından sonra TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in ‘Bizim çıraklarımız çocuk işçi değildir. Onlar, ustalarından meslek öğrenen öğrencilerdir’ sözlerine uzanan kılıf bulma anlayışı, çocuk işçiliği meşrulaştırmanın uğraklarındandır. Asgari düzeyde dahi olsa ‘kamu yararı’ gözetmesi gereken politika yapım aşamalarının çocuk işçiliği olağanlaştırması ve kanıksatması, çocuk işçi iş cinayetlerinin artışında pay sahibidir” ifadelerine yer verildi.
Devlet iş cinayetlerini kayıt altına almıyor
2013 yılından itibaren çalışırken hayatını kaybeden çocuk işçilerin bilgilerini kayıt altına almaya başlayan İSİG Meclisi, rapor ve açıklamalarında “en az” vurgusu yaptıklarını kaydererek, “Zira ulaşabildiklerimizden daha fazla çocuk işçi ölümü olduğunu biliyoruz…. Devlet kurumlarının bu konuda yaptığı açıklamalar yetersiz ve çelişkilidir. İstatistiklerdeki 2007-2014 dönemi, Çalışma Bakanı’nın önerge cevabının da altındadır. İlerleyen yıllarda ise İSİG Meclisi verilerinin çok altındadır. Yani devlet, çözüm için önemli bir adım olan, çocuk işçiliğinin- en çıplak biçimi iş cinayetlerini bile kayıt altına almamaktadır” açıklamasında bulundu.
“Yasalar çocuk işçileri koruyamıyor”
“Çocuk işçiliği yaygınlaştırmaya ve meşrulaştırmaya yönelik politikaların, yürürlükte olan iktisadi kalkınma ve büyüme modelinin bir sonucu olduğunu” savunan İSİG Meclisi, “Türkiye ekonomisini ihracata dayalı rekabetçi modelle büyütme stratejisi, toplumun büyük bölümünü işçileştirmekte, mevcut işçi rezervini daha hızlı doldurmak amacıyla çocuklardan yaşlılara tüm nüfus katmanlarını sefalet koşullarına itmektedir. Tarihsel olarak kapitalizmin vazgeçilmezlerinden birisi olan çocuk işçilik, üretim teknikleri ve üretici güçler gelişse de hâkim formunda yoğun emek gücüne dayalı sömürü üzerinden devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Yasaların, uluslararası sözleşme ve ulusal programların çocuk işçilerin sağlığını koruyamadığın belirten İSİG Meclisi, plastik enjeksiyon makinesine sıkışarak can veren 13 yaşındaki kimya işçisi Ahmet Yıldız‘ın hastaneye trafik kazası geçirdi diye getirilmesi ve işverenine açılan davada 30 bin 40 TL ceza verilerek, cezanın 24 taksite bölünmesini kural haline gelen cezasızlığa örnek olarak gösterdi.
“Çocuk işçilik yasaklanmalı”
İSİG Meclisi’nin raporunda çocuk işçiliğin yasaklanması talebinin yanı sıra şu önerilere yer verildi:
• Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına son verilmelidir. Tüm çocuklara parasız ve nitelikli eğitim imkanı sağlanmalıdır.
• Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayınlanmalıdır.
• Kayıt-dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.
• Yasadışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.
• Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkânı sağlanmalı, bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilmelidir.
Kaynak: DW