İSTANBUL -İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel tarafından 6 yaşında evlendirilen kızı H.K.G.’nin yaşının büyük gösterilmesi için usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle 3’ü kamu görevlisi 7 kişi hakkında yürütülen soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianame, İstanbul Anadolu 20’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması 11 Eylül’de görülecek.
İddianamede, H.K.G.’nin yaşının sahte raporla büyütülmesinde rol alan Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli hekimlerden Nöroloji Uzmanı Arif Kemal Özalp, İç Hastalıkları Uzmanı Mahir Orman Beker hakkında “Resmi belgede sahtecilik” suçundan 3 yıldan 8 yıla kadar ceza istendi. Yine iddianamede, H.K.G. ile evlenen Kadir İstekli, H.K.G.’nin babası Yusuf Ziya Gümüşel, Gümüşel’in iş ortağı ve vakıf çalışanı Mehmet Emin Marangoz, hastanenin eski çalışanı ve H.K.G.’nin kemik yaşının büyük gösterilmesi için yardımcı olan Kubilay Şimşek hakkında da, “Kamu görevlisinin azmettirilmesi suretiyle resmi belgede sahtecilik” suçundan 3 yıldan 8 yıla kadar ceza talep edildi.
Röntgen çekimine başkası girdi
İddianameye göre, H.K.G., 8 Mart 1998 tarihinde Özel Fatih Hastanesi’nde doğdu. İstekli ile 6 yaşında dini nikahla evlendirilen ve 14 yaşında aynı evde kalmaya başlayan H.K.G., 5 Aralık 2012’de Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muayene gitti. Ancak onun yerine başkası röntgen çekimine sokularak, kemik yaşına ilişkin 10 Aralık 2012’de hazırlanan raporda, H.G.K.’nin kemik yaşının 21 olduğu belirtildi. Yine iddianameye göre, H.K.G.’nin hakkında bu raporu alabilmesi için Kadir İstekli ve vakfın çalışanı Mehmet Emin Marangoz, H.K.G.’yi hastaneye beraber götürdü. Hastanede giriş işlemlerini Marangoz yaptı. Hastanedeki işlemler sırasında İstekli ve Marangoz’a hastane çalışanı Kubilay Şimşek yardım ederken, sahte röntgen işini de Şimşek ayarladı.
İddianamede, H.K.G.’nin sahte raporun düzenlenmesini sağlayan muayene işlemine ilişkin ifadesi şu şekilde yer aldı: “Ben içeri tek başıma girdim. İçeride sağlık görevlisi olduğunu düşündüğüm bir şahıs vardı, Kendisi bana ‘Yüzünden küçük görünüyorsun’ dedi. Elbisemi çıkartmamı istedi, çıkarttım. Beni koltuk altımdan muayene ederek, ‘Kılların çıkmamış’ dedi. Sonra da ‘Tamam gidebilirsin’ dedi. Ben de üzerime giyerek odadan çıktım. Bu sırada odada başka kişi bulunmuyordu. Odadan çıkınca Kadir ve Mehmet Emin beni bir başka odaya götürdüler. Ben yine tek başıma bu odaya girdim. İçeriye girdiğimde bir kız pantolonları dizlerine kadar inmiş bir şekilde röntgen makinesine benzer bir makinenin karşısında duruyordu. Odada karanlık durumda idi ve ben de odanın bir köşesinde beklemekte idim. Bu kız ile birbirimizi görmekteydik. Bu kızın işlemleri bitti ve odadan çıktı. Oda içerisinde bulunan erkek sağlık görevlisi bana ‘Sen de çıkabilirsin’ dedi. Ben de bunun üzerine odadan çıktım. Kapı önünde bekleyen Kadir’e ‘Bana bir işlem yapmadılar’ dedim. Oda bana ‘Sessiz ol sonra anlatacağım’ diye karşılık verdi. Akabinde Mehmet Emin ve Kadir ile birlikte hastaneden ayrıldık. Başka bir odaya girerek veya bir başka kişi tarafından muayene edilmedim. Daha sonra da bir daha muayene edilmek için hastaneye gelmedim. Yukarıdaki işlemler sırasında ben bahsettiğim odalara girerken Mehmet Emin Marangoz’un yanında hastaneye girerken konuştuğu iki sivil kişi bulunmaktaydı. Bunlar bizim hemen arkamızdan gelmekteydi. Ancak bu iki sivil kişinin polis memuru olup olmadığını bilmiyorum çünkü üzerlerinde herhangi bir resmi kıyafet bulunmamaktaydı.
‘Benim yerime başka biri teste girdi’
Hastaneden ayrıldıktan sonra ben ve Kadir annemlerin evine geçtik. Benim hastaneye götürüldüğümden annem ve babamın en başından beri haberi verdi. Eve geldikten sonra benim yerime bir başka kızın sokulduğunu konuşuyorlardı. Kadir olayları annem ve babama anlatıyordu. Bu konuşmalar esnasında ‘Bir çıkış yolu bulduk da kurtulduk, Allah yardım etti’ şeklinde cümleler söylüyordu. Ben bu konuşmaların hepsine şahit oldum. Bu konuşmalar ile ben benim yerime kemik tespiti işlemi esnasında başka birinin içeriye alındığını anlamış oldum ancak bu hastanede bulunan benim yerime giren kızı daha önce görmedim. Başı açık bir kızdı. Açık kimlik bilgilerini bilmiyorum. Hastane tarafından benimle ilgili olan raporu alan Kadir’in evde bulunduğu esnada Mehmet Emin Marangoz’u cep telefonu ile arayarak ‘17-18 yaşında çıkması yeterliydi. Yaşı neden bu kadar büyük çıktı? Savcı iyi yedi’ şeklinde bir söz söylediğini hatırlıyorum.”
İddianamede H.K.G. ile İstekli arasında kemik yaşının büyütülmesine ilişkin geçen telefon görüşmesi de yer aldı. Telefonda H.K.G, “Orda yaşımı büyütmüştük demi?” diye sorarken, İstekli, “Öyle yırttık. Yoksa ben giriyordum içeri. 3-4 sene yatacaktık. Yani orda ve onu affetmiyor ki devlet, ona bakmıyor yani. Bitti, neler neler çektik o zaman. Ramazan-ı Şerif ayı” diye cevap veriyor. İstekli telefon konuşmasında, H.G.K yerine başkasının kemik testine girdiğini itiraf ediyor.
İddianamede, H.K.G.’nin kemik yaşının tespit edilmesi için röntgeni çeken sağlıkçının Mustafa Sarıtaş olduğu ve 10 Aralık 2022’de öldüğü belirtildi.
Hiç görmeden rapor düzenlemesine neden oldular
İddianamede, 3 hekimin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğine ilişkin şu ifadelere yer verildi: “10 Aralık 2012’de Sağlık Kurulu Raporu’nun oluşumuna sebebiyet veren, müşteki şahsı muayene etmiş gibi görünen ancak teşhis ve beyana göre fiziken muayene etmeyen ve Adli Tıp Kurumu’nun mütalaasında belirtildiği şekilde de tıbbi uygulamalar yerine getirilmeksizin yaş tespitinde bulunan şüpheliler Arif Kemal ve Melek Gözde ile müşteki şahsı muayene etmiş gibi görünen ancak teşhis ve beyana göre fiziken muayene etmeyen iç hastalıkları uzmanı Mahir Orhan isimli şahıslar, hastane doğumlu olan müşteki hakkında içerik itibariyle gerçeğe aykırı raporun oluşumuna sebebiyet verdiklerinin ve böylelikle de üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin kabulü gerektiği…”
İddianamede, Mahir Orhan Beker’in Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan idari soruşturmada ifade verdiği ve sonrasında 15 Haziran’da yurt dışına kaçtığına da yer verildi.