Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, seçim çalışmaları kapsamında Kocaeli’deydi. Yukarı Hereke ve Dilovası’nda halk buluşmalarına ve iftar programına katıldı. Dilovası’ndaki halk buluşmasında konuşan Bakırhan,”Topa kaynak var, silaha kaynak var, SİHA’ya kaynak var, cezaevlerine kaynak var ama Erdoğan diyor ki emekliye, asgari ücretliye kaynak yok. İnsanlar Kürt illerinden yoksul oldukları için Dilovası’na geldiler, şimdi burada geçinemiyorlar ve yurt dışına gidiyorlar” dedi.
Konuşmasına Helepçe ve Beyazıt katliamlarını anarak başlayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, ” Ortadoğu’da ve bu topraklar üzerinde hiçbir canın yaşamını yitirmediği bir ülkede yaşamak için çalışacağımızı belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Bakırhan konuşmasına şöyle devam etti;
Türkiye’de Dilovası’na benzer ilçe yok ama bütçesi talan ediliyor
“Değerli Dilovası halkı, dışardan bakıldığı zaman Türkiye’nin en zengin ilçelerinden birisinde yaşıyorsunuz. Dilovası Belediyesinin yıllık bütçesi 611 milyon. Belediye Eş Başkanlığı yaptığım Siirt’in bütçesinin 4 katı. Dilovası’nın tüm sokaklarını gezdik. Hizmetiyle, temizliğiyle, altyapısıyla, yeşil alanıyla, çocuk parklarıyla, kadın ve gençlik merkezleriyle kıyasladığımız zaman; bu kadar devasa bir bütçeye sahip olan Dilovası’nın Siirt’in bir mahallesi kadar hizmet görmediğini görürüz. Bütçe olarak Türkiye’nin en zengin ilçelerinden birisinde yaşıyorsunuz ama belediye binası bile Dilovası’nda değil, kurumlar Dilovası’nda değil. Burası ilçe ama Dilovalılar Gebze’ye gidiyor. Dilovası’nın dışındaki kurumlardan hizmet almaya çalışıyorlar. Dilovası’nda kadınlar için tek bir kültür, sanat merkezi var mı? Dilovası’nda gençler ne yapıyor? Ya çok düşük bir ücretle fabrikalarda ömürlerini tüketiyorlar ya da kahvehanedeler, sokaktalar. Her yerde kadın kooperatifleri, kadın kültür merkezleri, kadın evleri, her yerde gençlik kültür merkezlerimiz var. Ama Türkiye’nin en zengin bütçesine sahip ilçelerinden biri olan Dilovası’nda ne kadınlar ne gençler ne emekçiler ne çocuklar için elle tutulur gözle görülür bir hizmet var. Türkiye’de Dilovası’na benzer bir ilçemiz yok. Niye? Dilovası’nın bütçesi talan ediliyor. Dilovası’nda sizin için, çocuklarınız için gelen o paralar belediyeye yakın çevreler tarafından ranta dönüştürülüyor, cebe indiriliyor. İş için, yoksulluk için, aş için, kültür için, sanat için harcanması gereken para maalesef ortada yok. Buraya ilçe demek için bin şahit lazım. Burada hizmet var demek için bin şahit lazım. Sizler bunu hak etmiyorsunuz. Kürtler, Aleviler, emekçiler, yoksullar, işçiler böyle bir belediyeyi, bu hizmeti hak etmiyor. İnşallah 31 Mart’ta Mustafa Başkanı seçtiğinizde belediyeciliğin ne olduğunu göreceksiniz.
Dilovası’na zehir solutanlar hangi yüzle halktan oy isteyecek?
Adı Dilovası ama etrafı fabrika. Resmen şu an hep beraber zehir soluyoruz. Sermayeye peşkeş çekilmiş olan Dilovası’nda halkın ne soluduğu kimsenin umurunda değil. Çocuklarınız bu zehri soluyarak büyüyor. Bu kadar büyük bütçeye sahip olan bu belediye, acaba şu anda tüten bacalar için hangi önlemi almış? Türkiye’de kanser oranının en yüksek olduğu ilçelerden biri Dilovası. 22 yıldır AKP bu ülkede iktidar ve uzun yıllardır bu belediye AKP’de. Şimdi bu havayı bize solutanlara, bu havayla çocuklarımızı hasta eden bu sisteme nasıl oy vereceğiz? Bu havayı bize solutanlar hangi yüzle Dilovası halkından oy isteyecek? Bize bu işsizliği, bu dar sokakları, caddeleri reva görenleri; çocukların oyun oynayacakları parkları, bahçeleri yapmayanları; kadını yok sayanları Allah’ın izniyle göndereceğiz. Onların yerine halkçı, toplumcu, emekçi, çalışan dostu, kadın ve gençlerin hizmetinde olan; rantçılık ve hırsızlık yapmayan bir belediyecilik anlayışını inşallah hep beraber getireceğiz.
Ramazan ayında insanlar baklavayı taneyle alıyor
AKP-MHP iktidarı emekçilerin değil sermayedarların dostu olduğunu kendisi itiraf ediyor. İstanbul’daki adayları diyor ki biz kazanırsak sermaye kazanır. İlk defa doğru söylediler. Onlar Kürt’ün, emekçinin, Alevi’nin, ezilenin, inançlının, kadının, gencin dostu değildir; tam da itiraf ettikleri gibi bu fabrikaları çalıştıranların, sermayenin dostudurlar. Asgari ücretle çalışanlar 17 bin TL ile ailelerini geçindirmeye çalışıyor. Emekli halkımız siz bunların umurunda değilsiniz.
Bunlar kendileri için var. Bakın, bizi dinimiz ve inancımızla kandırıyorlar. “Mülk Allah’ındır” diyor ama yüzlerce arsası, tapusu var, milyonlarca lirası var. AKP Genel Başkanı diyor ki mümin sabredendir. Ya, nereye kadar sabredeceğiz? Tabii ki müminiz, tabii ki inançlıyız, emekçiyiz, emekliyiz. Bir gün de Saray idare etsin. Saray gerçekten 10 bin TL ile idare etsin. 17 bin TL ile haydi buyurun ailesini geçindirsin. Bakın Ramazan ayı için eskiden bolluk bereket ayı deniliyordu. Ramazan ayında herkes dolabını doldururdu, yemeğini yapardı, komşusunu iftara davet ederdi. Şimdi insanlar baklavayı taneyle alıyor, hurma alamıyor, hurmayı taneyle alıyor. Pide 20 TL olmuş. Allah bunları uslandırsın!
Silaha, SİHA’ya kaynak var, asgari ücretliye yok!
Geçinemeyenler, çocuğuna süt alamayanlar, çocuğunun cebine harçlık koyamayanlar, elektriği ve doğalgazı yakmamak için özel bir çaba içinde olanlar olarak biz 31 Mart’ta sandıklarda bunlara gerekli cevabı verecek miyiz? Topa kaynak var, silaha kaynak var, SİHA’ya kaynak var, cezaevlerine kaynak var ama Erdoğan diyor ki emekliye, asgari ücretliye kaynak yok. İnsanlar Kürt illerinden yoksul oldukları için Dilovası’na geldiler, şimdi burada geçinemiyorlar ve yurt dışına gidiyorlar. 22 yıldır bu ülkeyi yönetenler hangi vicdanla yoksullardan, emeklilerden, emekçilerden oy istiyor? Türkiye halkları ve emekçileri olarak bizler bu kendi menfaatine çalışan sermaye dostu iktidarı sırtımızda taşıyacak mıyız? İşte bu iktidarın hakikati ekmek alamayan, meyve alamayan, sebze alamayan, çocuğun harçlık veremeyenlerin hakikatidir. Erdoğan diyor ki bizim yüzümüze hakikatleri haykırın ki biz doğru yolu bulalım. Ya, sizin her yeriniz eğri, nereniz doğru ki hakikatleri söyleyelim!
Saray’dakiler Dilovası’ndaki halklarımızın ne yaşadığının farkında değil
Dilovası’nda hizmet yok, altyapı yok. Bir köyden farkı yok. İnsanlarımız kanser oluyor ve bugüne kadar Dilovası Belediyesinin yapmış olduğu tek bir açıklama yok. Profesör Onur Hamzaoğlu, Dilovası’nda insanlar zehir soluyor, kanser oluyor diye rapor hazırladığı için cezaevine atıldı, görevinden oldu. Milletvekillerimiz önceki dönemlerde Dilovası’yla ilgili onlarca araştırma ve soru önergesi verdi. Ömer Faruk Gergerlioğlu, her gün Meclis’te Dilovası’nı dile getiriyor. Ama beyefendiler kulaklarını tıkamış, iyi ve mutlu olduğumuzu söylüyor. Zannediyorlar ki Dilovası halkı da Saray’da yaşıyor. Onlar Dilovası’ndaki kadın arkadaşlarımızın, gençlerimizin, emeklilerimizin ne yaşadığının farkında değiller. Ne yaşadığımızın farkında olmayanlara sandıkta gereken cevabı verecek miyiz?
Türkiye halklarının rahat nefes alabildikleri demokratik bir ülkeyi hep birlikte sağlayacağız
Her yerde söylüyorum; bunların başı seccadede, elleri semada ama akılları hile ve haramdadır. AKP’nin hakikati açlıktır, savaştır, yoksulluktur, gözyaşıdır. İnşallah bunları belediye seçimlerinde büyük bir yenilgiye uğratarak, sonrasında da göndererek Türkiye halklarının rahat nefes alabildikleri demokratik bir Türkiye’yi siz emekçilerle, kadınlarla, gençlerle birlikte sağlayacağız.
Bunlar koltuğa tahvil etmek için timsah gözyaşı döküyorlar
“Filistin halkı bizim kardeşlerimizdir, belediyeyi kazanırsak Gazze halkı kazanacak” diyorlar. Bunların derdi Filistin, Gazze değil. İsrail’le en büyük yaş meyve, sebze ve gıda ticareti yapan ülke kim? Türkiye. Peki, İsrail’in Filistin ve Gazze halkını katleden silahlarının demirini, metalini veren ülke kim? Gazze’nin, Ramallah’ın etrafını ören o duvarların betonunu, demirini, çimentosunu veren kim? Şu anda İsrail limanında en çok gemi hangi ülkeye ait? Ramazan ayındayız, insan bu kadar yalan söylemez. İsrail’le en büyük ticareti yapacaksın ama Filistin’in çocukları Gazze’de, Ramallah’ta katledildiği zaman onu seçim malzemesi haline getireceksin! Emin olun bunlar bizim inandığımız gibi inanmıyorlar. Bunlar iktidara, koltuğa tahvil etmek için timsah gözyaşı döküyorlar. Sizin de dediğiniz gibi yalan söylüyorlar, yalancılık yapıyorlar. Bu seçim emekçiler, yoksullar, emekliler ile bu yalancılar arasındadır. Allah’ın izni ve halklarımızın desteğiyle bu yalancıları, Kürtlerin iradesine kayyım atayan bu anlayışı büyük bir yenilgiye uğratacağız.
Bizim elimiz halkımızla birliktedir, onların aklı fikri cepte
Erdoğan dün “Kimin eli kimin cebinde belli değil” diyor. Bizim elimiz Türkiye halklarıyla el ele tutuşmuştur. Bizim elimiz halkımızla birliktedir. Onların aklı fikri zikri cepte olduğu için, asıl onların elinin kimin cebinde olduğu belli değil. Bu rantçılara, bu milyonlarca serveti olanlara kimin elinin kimin cebinde olduğunu inşallah hep birlikte göstereceğiz. Bizim elimiz halkımızla birlikte ranta ve yolsuzluğa hayır diyor, demokratik bir ülkeyi yaratmak için mücadele ediyor.
Değerli halkımız, size iki belediyemizden örnek vereceğim. Silopi ve Karaçoban’da ekmek 4 TL. Kadınlar için kültür evleri, kooperatifler var. Gençlerimiz uyuşturucuya bulaşmasın diye kültür merkezleri var. Karaçoban Türkiye’nin en borçsuz belediyelerinden biri. Borçla alınmasına rağmen çalmadı çırpmadı, borcunu bitirdi. Halkımızla birlikte tarlaları biçiyor, un yapıyor, halka ucuz ekmek veriyor. Taziye evlerinin bütün masraflarını Karaçoban Belediyesi karşılıyor. Silopi Belediyesi de aynı. Bütün belediyelerimiz aynı. Bugüne kadar duydunuz mu tek bir DEM Partili belediyenin yolsuzluk ve hırsızlık yaptığını? Ama kayyım belediyeciliği, AKP belediyeciliği dediğimiz zaman akla 3 şey gelir: Usulsüzlük, yolsuzluk, hırsızlık.
Dilovası’nı Marmara’nın incisi haline getirmeye söz veriyoruz
Belediyecilik anlayışımızla Dilovası’nı İzmit’in, Marmara’nın incisi haline getirmeye söz veriyoruz. Mersin’de, Akdeniz belediyemiz vardı. Akdeniz Belediyesi bizde iken Arap, Türk, Kürt, Alevi, Sünni bütün halkımız memnundu. Çünkü belediyemiz çalmıyordu, hizmet üretiyordu. İnşallah yaptığımız hizmetlerin aynısını burada Dilovası’nda ortaya koyarak siz halkımızın 22 yıldır yaşadığı hizmetsizliği hep birlikte ortadan kaldıracağız.
Dilovası’nda AKP’li aday çıkmış “Ben de Kürt’üm” diyor, Kürt olan bu meydanda olur
Dilovası’nda AKP’li aday çıkmış “Ben de Kürt’üm, Kürtler benim kardeşimdir” diyor. Kardeşim Kürt olan bu meydanda olur. Kürt olan halkının davasının yanında olur. Kürt olan Meclis’te Kürtçe konuştuğumuz için sesimiz kısıldığı zaman itiraz eder, istifa eder. Kürt olan Şex Said’e hakaretler ettiği zaman küçük ortağa cevabını verir. Evet siz de Kürt’sünüz ama koltukçusunuz, rantçısınız. Kürt olanların evi de kapısı da DEM Partidir. DEM Parti Kürt’ün dili, kültürü, geleceği için mücadele eden bir siyasi partidir. Gültan Kışanaklar, Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar, Sabahat Tunceller, Leyla Güvenler ve binlerce arkadaşımız niye cezaevinde? Kürtler demokratik haklarına sahip olsunlar diye. Şimdi soruyorum beyefendiye: Sen Kürtler için ne yaptın? Kürt dili için, kültürü için, Kürt gençlerinin uyuşturucuya bulaşmaması için, iş bulması için, aş bulması için ne yaptın? Hiçbir şey.
Bizim adaylarımız Dilovası’nda neler yaşadığınızı çok iyi biliyor
Yaklaşık 20 gündür gezmediğimiz il, ilçe kalmadı. Hakkari’den, Şırnak’tan, Şemdinli’den, Uludere’den, Kars’tan Ağrı’ya her yere gittik. Her yer burası gibi renkli, coşkulu; her yer Dilovası gibi kazanmaya kilitlenmiş; her yer Dilovası gibi bu rantçıları, hırsızları, yolsuzluk yapanları göndereceğiz diyor. Siz de gönderecek misiniz?
Değerli halkımız sizlere 2 pırıl pırıl aday getirdik. Şevin Coşkun arkadaşımız milletvekilimizdi. Buraları çok iyi biliyor. Kocaeli’de, Dilovası’nda yaşayan halkımızın ne yaşadığını herkesten iyi biliyor. Mustafa Avcı’yı tanımayan yok. Bakın sizleri ne kadar seviyoruz, Dilovası’nı ne kadar önemsiyoruz.
Lütfen elinize adaletin terazisini alın ve bizim adaylarımızı bir kefeye koyun, diğerlerinin yüz tanesini diğer kefeye koyun. Hangisi ağır basar? Sizden rica ediyorum hizmet almak istiyorsanız; çocuklarımız uyuşturucuya bulaşmasın diyorsanız; insanca geçinmek istiyoruz diyorsanız; Dilovası güzelleşsin diyorsanız belediye başkanlarımız burada, onlara oy verin. Arkadaşlarımıza oy verecek misiniz? Arkadaşlarımızı 31 Mart akşamı seçecek misiniz? Adaylarımız Şex Said’in Mazlumların, Selahattin Demirtaşların, Gültan Kışanakların, Figen Yüksekdağların, Leyla Güvenlerin, Sebahat Tuncellerin emanetidir. Emanetine sahip çıkacak mısın Dilovası? Her bijî gelê Dîlovasiyê, ji bo biryarbûna we, ji bo coşa we. Mala we ava be, ez we hemûyan yek bi yek silav dikim. Dibêjim DEM dema me ye, DEM dema Dîlovasiyê ye DEM dema Kurdan û gelan e. Ji me hemûyan re serkeftin. Her bijî Dîlovasi.
Demokratik yol ve yöntemlerle yenişemedikleri Kürtlerin iradesini kaçak seçmen taşıyarak gasp etmek istiyorlar
Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarımız Hasan Özgüneş ve Selda Kocayiğit Başkan da burada. Hem Dilovası’nda hem de büyükşehirde kendi adaylarınıza, arkadaşlarımıza oylarınızı veriyorsunuz ve 31 Mart’ta inşallah rekor bir oyla Dilovası Belediyesini alıyorsunuz. Cezaevindeki arkadaşlarımıza, sürgündeki arkadaşlarımıza, Kürdistan ve Türkiye halklarına hediye ediyorsunuz. Mala we ava be. Her bijî. Kürt illerine kaçak seçmen taşıdılar. Asker polis, özel tim taşıyorlar. Sandıkta alamadıkları, demokratik yol ve yöntemlerle yenişemedikleri Kürtlerin iradesini gasp etmek istiyorlar. Ne yapacak Dilovası? Kürt illerinde seçmen olup oraya gidemeyen arkadaşlarımızı oylarını kullanmak üzere gönderecek. Eğer gidecek arkadaşların ekonomik durumu iyi değilse, lütfen en yakındaki il ve ilçe örgütlerimize uğrasınlar. Kürt illerinde oyu olan ama gidemeyen arkadaşlarımızı lütfen ikna ederek il ve ilçe örgütlerimize yönlendirin. Ne diyoruz: Bir haram seçmene karşılık, helal seçmen göndermek hepimizin boynunun borcudur.” (Haber Merkezi)