Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DEM Parti Genel Merkezinde yaptığı basın toplantısıyla kadın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
DEM Parti Kadın Meclisi adına 31 Mart yerel seçimlerinden sonra ilk basın toplantlarını gerçekleştirdiğini ifade eden Türkoğlu şunları söyledi;
Eş başkanlık ve eşit temsiliyet esastır
“Bizler 31 Mart yerel seçim stratejimizi; Kürdistan’da kayyımları göndermek, belediyelerimizin sayısını arttırmak, batıda ise kent uzlaşısı ile bu paradigmayı ülkenin dört bir tarafında örmek şeklinde belirledik. Her türlü hukuksuzluk, kayyım ve kaçak seçmene rağmen kadın düşmanı kayyımları gönderdik, belediye sayımızı arttırarak 78 belediye aldık. Seçim sürecinin her aşamasını, eşit temsiliyet ve eş başkanlık ilkemizden hareketle ördük. Kadınlar aday belirleme sürecinde ortaya koydukları iradeyi bu aşamada sandıkta da göstererek bir kez daha “eş başkanlık mor çizgimizdir” demiştir. Bu seçimlerin biz kadınlar açısından önemli bir noktasını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet bizler bulunduğumuz her yerde “eş başkanlık ve eşit temsiliyet esastır” dedik. Sadece yerel yönetimlerde değil tüm mekanizmalarımızda bunu hayata geçirerek savunduk.
Beyannamemizde yer alan projelerimizi hep birlikte hayata geçireceğiz
Sevgili kadınlar kayyım tehditleri ile belediyelerimizi gasp etmek isteyenler karşısında da en güçlü iradeyi göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Jin Jiyan Azadî felsefesinin etrafında birleştik, “kadın iradesiyle yerel yönetimlere” diyerek kazandık. Bundan sonraki süreçte modelimizi tüm kadınlarla birlikte en güçlü şekilde öreceğiz. Beyannamemizde yer alan projelerimizi hep birlikte hayata geçireceğiz. Mahallelerdeki, köylerdeki, ilçelerdeki kadın meclislerimizle bunu yapacağız. Ülkenin batısında kadınlarla bir araya gelecek, ortaklaşacak, kadınların eşit ve özgür yaşayabileceği kentleri hep birlikte inşa edeceğiz. Bu yönüyle iktidarın kadına ve çocuğa yönelik şiddette cezasızlık politikalarına karşı belediyelerimizde, kadına yönelik şiddetle mücadele merkezlerimizi ve sığınaklarımızı yeniden açıyoruz. Dilimize, kültürümüze yönelik saldırılara karşı kadın kültür merkezlerimizi hep birlikte inşa ediyoruz. Savaşın derinleştirdiği kadın yoksulluğuna karşı yerel ekonomi politikalarımızla çözüm üretmeye yönelik çalışmalara başlıyoruz. Belediyelerin etrafında yükseltilen güvenlikçi duvarları kadınların iradesiyle yıktık, bundan sonra da belediyelerimizi kadınlarla birlikte yönetecek mekanizmaları kuruyoruz. Bu başarı biz kadınların başarısıdır, gençlerin başarısıdır. Eşitlikten, özgürlükten ve demokrasiden yana olan halkların başarısıdır. Bu başarıya gölge düşürmeye hiç kimsenin gücü yetmedi, yetmeyecektir.
Saldırılar kadın katliamlarını arttırmakta
Bizler özgür basın emekçilerine, kurumlarına yönelik saldırıların temelinde ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu saldırı; savaş politikalarında ısrar eden iktidarın Güney Kürdistan’a yönelik başlattığı saldırıların arkasındaki Kürt düşmanlığının üzerini örtmeye yöneliktir. Kadınlara ve Kürt halkına karşı işlenen savaş suçlarına karşı dünya kamuoyunda uyanacak yankının, tepkinin önünü almaktır. Kürt halkının varlığına, birliğine yönelik bu saldırılar ülke halklarına yoksulluk, işsizlik getirirken kadın katliamlarını, kadına yönelik şiddeti arttırmakta; silah sermayedarlarını, savaş çetelerini ise büyütmektedir. Bizler şu gerçeği çok iyi biliyoruz ki; bu sermayedarlar, savaş çeteleri Ortadoğu’da halkları karşı karşıya getirerek kendi güç ve paylaşım emelleri uğruna coğrafyayı savaş alanına çevirmiştir.
Kadın Meclisi kadınlarla birlikte siyaseti örüyor, örgütleniyor
DEM Parti Kadın Meclisi kadınlarla birlikte siyaseti örüyor, örgütleniyor ve kentleri bu şekilde inşa etmeye ve birlikte mücadele etmeye tüm kadınları çağırıyor. Çağrımız; erkek adalete karşı gerçek adalet için, derinleşen kadın yoksulluğuna karşı onurlu bir yaşam için, şiddetsiz, sömürüsüz yaşam alanlarını inşa etmek için, genç kadınların sözünü, örgütlenmesini, iradesini kurduğu bir yönetim için, engelli kadınların yaşamın her alanında uğradıkları sağlamcılık baskısına karşı birlikte mücadele etmek için, doğamızı, toprağımızı, yaşam alanlarımızı, köylerimizi, derelerimizi, kentlerimizi rant ve savaş politikalarına karşı savunmak için, LGBTİ+ bireylerin nefret söylemleriyle şiddete ve katliamlara maruz kalmalarına karşı her yerde itirazımızı büyütmek için, yaşamlarımızı savunmak için, biz kadınlar vardık, varız, var olacağız demeye, bu ülkede onurlu, eşit ve özgür bir yaşamı inşa etmekte kararlı olduğumuzu göstermeye devam edeceğiz. Biz kadınlar mücadele ederek kazandık, şimdi mücadele ve örgütlenmeyle daha çok kazanmanın vakti deyip, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(Haber Merkezi)