İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 808. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Muş’ta 5 Ağustos 1993 tarihinde katledilen Muhyettin Taştekin’in failleri soruldu.
Eylemde Kürtçe konuşan İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Temsilcisi Tahir Saçaklı, 3 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleşen Şengal Katliamının 10. Yılında yaşamını yitirenleri andı.
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, Muhyettin Taştekin’in katledilmesine ilişkin hazırlanan Kürtçe metni okudu.
Mehmetoğlu: “Muhyettin Taştekin’in öldürülmesi olayına dair oğlu Nihat Taştekin şu beyanlarda bulunmuştur: ‘05/08/1993 günü akşam Saat 21.30’da, ellerinde uzun namlulu silahlarla köyümüze gelen 5-6 kişiden oluşan grup içerisinde bulunan bir kişi evimize girdi. Grup içerisindeki diğer kişiler bu sırada kapımızın önünde bekliyordu. Evimize giren bu kişi babam 60 yaşındaki Emekli imam Muhyettin Taştekin’i evden çıkarıp evimizin bahçesinde götürdü. Bu sırada babam dışında kimsenin dışarı çıkmasına izin verilmedi. Babamın evden dışarı çıkarılmasından kısa bir süre sonra çok sayıda silah sesi geldi. Silah sesinin kesilmesinden sonra dışarı çıktığımızda babamın bahçemiz içinde kanlar içinde yattığını, silahlı grubun ise Jandarma Alay Komutanlığı’na doğru kaçtıklarını gördüm. Evimiz Alay Komutanlığı’na arasındaki mesafe yaklaşık 800 metre civarındaydı. Bu olaydan önce babam sivil polisler tarafından takip ediliyordu. Babam, yaşadığımız çevrede tanınan, sözü geçen Kürt şahsiyetlerden biriydi. 1990 yılında Avrupa’ya gitmişti ve orada demokratik Kürt siyasetinde aktif rol alan biriydi. Öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya ve Fransa’dan gitmişti. Köye döndükten bir ay sonra babam infaz edildi. Babamın sivil polisler tarafından izlendiğinde, babamla birlikteydik. Ve bir kez kendimde bu takibe tanık olmuştum.
Babam öldürüldükten 2 gün sonra TRT Televizyonu, babamın PKK tarafından infaz edildiği haberini yaptı. Daha sonrasında ise PKK yaptığı bir açıklamada olayla ilgilerinin olmadığını açıkladı. Babamın öldürülmesi akabinde sağlıklı bir yargılama süreci yaşanmadı.’
(Haber Merkezi)