Rojan MAMO
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır’da basın mensupları ile bir araya geldi. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyetinde gerçekleştirilen toplantıya CHP Diyarbakır Belediye Başkan Adayı Cafer Pekdemir, CHP Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Atik ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
Basın mensuplarının seçmen kaydırmaları ve seçim usulsüzlükleri ilgili sorularını yanıtlayan Sezgin Tanrıkulu, “Diyarbakır’daki kamu görevlilerini Diyarbakır milletvekili olarak uyarıyorum gördüğümüz her hukuksuzluğu kaydedeceğiz ve mutlaka suç duyurusunda bulunacağız. Türkiye Millet Meclisi kayıtlarına geçireceğiz. Dolasıyla ben bugün yaptım yanıma kar kalır, yarın öbür gün başka yere giderim bu unutulur diye düşünmesinler” dedi.
YSK seçmen kaydırma ile ilgili itirazlarımızı red etti
Diyarbakır Kulp’ta 2 bin 700 civarında güvenlik görevlisinin seçmen kaydı yaptığını ve bu sayının seçmen sayısının sekizde biri olduğunu ifade eden Sezgin Tanrıkulu, “Biz Diyarbakır’da taşıma seçmen değil de, daha doğrusu seçmen kaydırma diyelim. Diyarbakır’da başta Kulp olmak üzere Hani, Eğil ilçelerinde çok sayıda güvenlik görevlisinin özellikle askerlerin kaydedildiğini biliyoruz. Hem Eğil’e hem de Kulp İlçe seçim kuruluna zamanında başvurumuzu yaptık fakat çok ilginç nedenlerle Yüksek Seçimi Kurulu tarafından başvurumuz reddedildi. Gerekçe şuydu seçim günü oluşacak güvenlik ihtiyacıyla ilgili olarak bu kararın olduğu gerekçesini yazmışlardı. Buradan soruyorum, aynı zamanda Kulp benim ilçem 2 bin 700 civarında güvenlik görevlisinin kaydı yapılmış. 2 bin 700 neredeyse oy kullanacak seçmenin sekizde biri kadar bir sayı aynı zamanda. Ve bu 2 bin 700 güvenlik görevlisi o gün Kulp’ta olacak. Yani sonuçta kendileri asker olduğu için orada olacaklar ve oy kullanacaklar. Doğrudan doğruya seçim sonuçlarını etkileyecek ve değiştirmeye yönelik bir matematik hesapla yapılmış bütün bunlar. Bu sadece Diyarbakır’da değil aynı zamanda bölgenin bir çok ilinde ve ilçesinde yapılmış ve matematik olarakta hesaplanmış bir biçimde. Mesela Siirt’te geçen seçim ile bu seçim arasındaki oy farkı yani taşıma seçmenle veya yeni seçmenle kapanacak boyutta. Çünkü 7 bin’den fazla seçmen taşınmış buraya, asker seçmen taşınmış. Bütün bunları hem bizler görüyoruz hem halkımızda görüyor bunları. Dolayısıyla halkın iradesinin özgür bir biçimde sandığa yansımasının ve oradan çıkmasının önünde büyük bir engel bunlar ama boşa çıkacaktır. Bu halk hiç kimseye bugüne kadar boyun eğmedi buna da boyun eğmez yani” dedi.
Valiler Adalet ve Kalkınma Partisinin üyeleri gibi çalışıyor
Biz Adalet ve Kalkınma Partisi ile değil devlet partisi ile mücadele ettiklerini ifade eden CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Adalet ve Kalkınma Partisi bir Devlet Partisine dönüşmüş durumda. Dolayısıyla Devletin bütün imkanlarının seferber edildiği bir ortam var bütün bölgede, neredeyse bütün Türkiye’de ama burada daha ağırlıklı olarak hissediyoruz: Çünkü Turkiye’nin diğer bölgelerinden farklı olarak bir de Devletin güvenlik güçlerinin seferber olduğu bir ortam var bütün bölgede. Onlarla mücadele edeceğiz, ediyoruz. Şunu ifade edeyim: Seçimlerin adil olması seçim günü ile ilgili bir mesele değildir, oy vermenin başladığı ve bittiği süre ile ilgili değildir, oy verme gününe ilişkin değildir sadece. Seçim takviminin başlamasından seçim sonuçlarının ilan edilmesine, kesinleşmesine kadar olan bir süreyi ifade eder. Bütün bu sürecin adil olması lazım. Ama biliyoruz ki adil değil. Seçmen yazılımından propaganda süresine kadar geçen süre adil bir süreci ifade etmiyor, bütün Türkiye bakımından. Bakın daha bu hafta itibariyle Genel Başkanımız grup toplantısında bağımsız ve tarafsız olması gereken ve kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’nin kullanıldığı imkanları kamuoyuyla paylaştı. Bu tek başına bir örnektir! Buradan da Valinin, diğer Mülki İdare Amirlerinin doğrudan doğruya Adalet ve Kalkınma Partisinin üyeleri gibi çalıştığını biliyoruz. Ayrıca Diyarbakır’da yaklaşık 8 yıldır kayyum yönetimi var, 2016’dan bu yana. Yerel yönetimlerin bütün imkanları Adalet ve Kalkınma Partisine ve adaylarına seferber edilmiş durumdadır. Bunları biliyoruz ve görüyoruz. Sonuçta bu toplumun hafızası vardır, bizim de hafızamız vardır” dedi.
Kamu görevlilerini uyarıyoruz adınızı kayda geçiriyoruz
Ben buradan hem tecrübeli bir hukukçu tecrübeli bir siyasetçi ve Milletvekili olarak söylüyorum ve bu kamu görevlilerini buradan uyarıyorum diyen Tanrıkulu, “Diyarbakır’dan uyarıyorum, özellikle Diyarbakır’dakileri uyarıyorum, Diyarbakır Milletvekili olarak uyarıyorum: Gördüğümüz her hukuksuzluğu kaybedeceğiz ve mutlaka suç duyurusunda bulunacağız! Türkiye Büyük Millet Meclisinin kayıtlarına geçireceğiz! Dolayısıyla ‘Ben bugün yaptım, yanıma kar kaldı, yarın öbür gün başka yere giderim, unutulur.’ değil! Milletvekili olarak ben Sezgin Tanrıkulu olarak Diyarbakır’da yaşanacak bütün hukuksuzlukları birer soru önergesiyle Meclisin kayıtlarına geçireceğim. Dolayısıyla bu kamu görevlilerinin adlarını Meclisin tarihine yazacağım! Diyarbakır’dan bilsinler. Bundan sonraki süreçte adım attıkları zaman gerçekten de tarafsız, bir kamu görevlisinin gerektirdiği liyakatla çalışmalarını buradan onlara öneriyorum. Yarin, öbür gün devran dönerse, sonra ‘biz ne yaptık, niye böyle yaptık?’ demesinler. Kamu görevlisi süreci de uzun süreçlerdir. Diyarbakır’da çalışan çok genç kamu görevlileri var, önlerinde uzun meslek yaşamları var. O meslek yaşamlarını şimdiden Diyarbakır’da kötü bir anıyla, kötü bir sicille noktalamasınlar. Buradan benim tavsiyem kendilerine odur. Kendilerinin hukuk çizgisinde kalmalarını buradan ben kendilerine öneriyorum ve onların bir büyükleri olarak ta onlara tavsiye ediyorum. Bunun da sizin aracılığınızla hem Diyarbakır’a hem bölgeye duyurulmasını özellikle istiyorum. Önemlidir, 10 yıl 15 yıl 20 yıl sonra da gitseniz Türkiye Büyük Millet Meclisine, Savcılığın dışında, o kayıtlar orada durur. İstediğiniz zaman basarsınız kayıta ve çıkartırsınız o kayıtları. Diyarbakır sahipsiz değil! Bizim 8 aylık 9 aylık Türkiye Büyük Millet Meclisi performansımız Diyarbakır Milletvekili olarak ta bunu ortaya koymuştur ama bu sürecin bütün siyasi partiler bakımından adil geçmesi için, güvenli bir ortamda geçmesi için biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ve ben Diyarbakır Milletvekili olarak üzerimize düşen her sorumluluğu bütün siyasi partiler bakımından yerine getireceğiz bunun da bilinmesini isterim” açıklamasında bulundu.