Ana Sayfa Gündem 19 Mart 2024 92 Görüntüleme

Sosyal Hizmet Emekçileri Diyarbakır’dan seslendi: “Çalışma şartlarımız iyileştirilsin”

Sosyal Hizmet Çalışanları, 19 Mart Dünya Sosyal Hizmet günü nedeniyle Diyarbakır’da Sağlık Emekçileri Sendikası(SES) Amed Şube binasında “Sosyal hizmet sadaka veya lütüf değil, haktır” sloganı ile basın açıklaması düzenledi. 

Basın açıklamasını SES Amed Şube Yönetim Kurulu Üyesi Eray Erdem okudu. Erdem, “Sosyal hizmetler son dönemde iktidarın kendini yeniden var etme hane halkını siyasal tahakkümü altına alma devlete aidiyetin yeniden sağlandığı araç olarak görülmüştür. Temel insan hakkı kapsamında devletin asli görevi olma yaklaşımından uzaklaşılıp siyasal iktidarın kendini güçlendirecek bir araç olarak görülmesi, toplumun sosyal yapısına zarar verdiği gibi, sosyal hizmet emekçilerinin mesleki çalışmalarına olumsuz etki etmekte, personel rejimi ve ücret rejiminde de hak kayıplarına neden olmaktadır.” dedi. 

AKP döneminde sosyal yardımlar 20 milyonu geçti

AK Parti döneminde sosyal yardımların bir lütuf ve yardım aracı haline geldiği ifade edilen açıklamada, “AKP iktidarı öncesi 4 milyon kişiye verilen sosyal yardımlar bugün itibari ile 20 milyonu geçmiştir. Suriye’den gelen göçmenlere yönelik verilen hizmetlerde ırkçı, dinsel, ideolojik yaklaşımlar bulunmakta, bu hizmetler ayrıca iç ve dış siyasete malzeme olarak kullanılmaktadır. Bu anlayış halk içerisinde çatışmalar yaratmakta ve Suriyelilere sunulan hizmetlerle ilgili yanlış bilgilerin yarattığı etkiler sonucunda ötekileştirme ve ayrımcılık yaygınlaşmaktadır.

Ülkemizde mevcut sosyal hizmet uygulamalarının yetersizliği; artan işsizlik ve enflasyon, kentleşme, göç ve eğitim politikaları, çocuk, yaşlı, engelli, kadın refahı, göçmen politikaları, ekolojik dengesizlik gibi alanlardaki sorunlara neden çözüm üretilemediğini açıklamaktadır” ifadelerine yer verildi. 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası taleplerini ise şöyle sıraladı;

Sosyal Hizmetlerdeki Sorunlar Çığ Gibi Büyüyor!

“Özellikle idarecilerin belirlenmesinde hangi liyakat unsurlarının göz önüne alındığı nesnel olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Alana uzak, sosyal hizmet bakış açısına sahip olmayan tamamen siyasi kaygılarla ataması yapılan idareciler, sosyal hizmet alanını her geçen gün daha da sorun yumağı haline getirmektedir.

Sosyal Çalışma Görevlisi Tanımı Kaldırılmalıdır!

Sahada yapılan mesleki çalışmaların temelini oluşturan mevzuatlar değerlendirildiğinde sosyal çalışma görevlisi tanımı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal Hizmet, Psikoloji, Çocuk Gelişimi, Sosyoloji ya da Öğretmenlik Bölümü mezunları, ‘Sosyal Çalışma Görevlisi’ tanımı altında farklı meslekler aynı işi yapmaktadır.

Yoksulluk Sınırı Üzerinde ve Eşit İşe Eşit Ücret Politikası Uygulanmalıdır!

Bakanlık bünyesinde çalışan tüm emekçiler yoksulluk sınırı altında ücret almaktadır. Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, yapılan işin niteliği riski, eğitim durumu gibi kriterler ile giydirilmiş ücretler belirlenmelidir. Tüm ücretler emekliliğe yansıtılmalıdır.

Sosyal Hizmet Uzmanlarının, Psikologların, Çocuk Gelişim Uzmanlarının, Sosyologların ya da Öğretmenlerin maaşları arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır.

Sosyal Hizmet Tazminatı Ödenmelidir!

Sosyal hizmet emekçileri, saha ziyaretlerinde madde kullanımı ya da ciddi suç kayıtları olan bireylerle çalışmakta, hatta yalnız başlarına hane ziyaretlerine gitmektedir. Türkiye geneline bakıldığında saldırıya uğrayan sosyal hizmet emekçilerinin olduğu bilinmesine rağmen bu konuda emekçileri koruyucu bir politika geliştirilmemektedir. ‘Yapılan iş, riskli iş gruplarına’ alınarak emekçilere ‘Sosyal Hizmet Tazminatı’ ödenmeli, ‘Yıpranma Payı’ uygulaması hayata geçirilmelidir.

TİS Mağduriyeti giderilmelidir!

Toplu iş sözleşmesi dönemlerinde sadece yetkili sendika ile imzalanan sözleşmeler demokratik yaklaşımlara aykırı olmakla birlikte emekçilerin hak kaybına neden olmaktadır. Örneğin 7/24 esaslı çalışan Koruyucu Aile Biriminde görevli sosyal hizmet emekçileri yatılı kuruluş tazminatı alamıyorken gündüzlü hizmet veren sosyal hizmet merkezinde kurulan birimlerde çalışan meslek elemanları alabilmektedir.

Fazla Çalışma Ücretleri Ödenmiyor!

Esnek çalışma sistemi adı altında sosyal hizmet emekçileri hafta sonu çalıştırılmaktadır. Oysaki bu uygulama 657 sayılı Kanunun 99. Maddesine aykırıdır. Emekçiler, icapçı olarak çalıştıkları günlerin de karşılığını alamamaktadır.

Enflasyon Hem Memuru hem emekliyi Mağdur Ediyor!

Bugün ülkemizde yükselen enflasyon ve artan kira zamları ile birlikte memur arkadaşlarımız kiralarını ödemekte zorlanmaktadır. Buna ek olarak emekli bireyler de kiralarını ödemekte zorlandıkları için huzurevi talepleri artmıştır.

Evde Bakım Ücretleri Adil Değildir!

Bir engelli birey adına yakınına ödenen evde bakım ücreti 7.601.71 TL’dir. Özel bakım merkezlerine engelli adına ödenen 35.36224 TL’dir. Devlet özeli süspanse edeceğine kamusal olarak bu hizmeti vermelidir.

Tam Zamanlı Kreş Desteği Sağlanmalıdır!

Bugün kadınlar ev içerisinde şiddete uğradıkları zaman ekonomik bağımsızlıkları olmadığı hallerde failden şikayetçi olma ya da boşanma konusunda korku yaşamaktadır. Tam zamanlı kreş desteği imkanının sağlanması, ücretsiz kreş hizmeti kapasitesinin arttırılması ve kadınların İş-Kur aracılığıyla istihdam edilmesi sağlanmalıdır.

Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ve KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımız göreve iade edilmeli

Sosyal Hizmet Emekçilerinin Çalışma Şartları İyileştirilmelidir!” (Haber Merkezi)

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil webmaster