İnsan Hakları Derneği(İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı’ya yeniden yargılandığı davada verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin basın açıklamasında bulundu.

İHD Diyarbakır Şubesi, “Kürtlere ve seçilmişlerine yönelik yargısal baskıdan vazgeçin” çağrısında bulunduğu açıklamada “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı ve Şubemiz Üst Kurul Delegesi Dr. Adnan Selçuk Mızraklı, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimde Halkların Demokratik Partisi adayı olarak %62 oy almış, belediye başkanlığı görevinin henüz 5’inci ayında hakkında açılan bir ceza soruşturması gerekçe gösterilerek yerine kayyım atanmıştır. Kayyım atama işleminden yaklaşık 2 ay sonra tutuklanan Adnan Selçuk Mızraklı 4 yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama sonucunda “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” iddiasıyla 9 Yıl 4 Ay 15 gün hapis cezası verilerek, tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Güvenlikçi politikalar, Kürt sorununun barışçıl çözümünü savunanlara karşı bir baskı aracına dönüştü

Güvenlikçi politikaların 2015 yılından itibaren Türkiye’de yeniden başlayan silahlı çatışma ve şiddet ortamı nedeniyle artış gösterdiğine dikkat çeken İHD Diyarbakır Şubesi, Güvenlikçi politikaların Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözüm arayışı çabası içerisinde olan herkese yönelik bir baskı aracına dönüştüğünü ifade etti.

İHD Diyarbakır Şubesi, “2016 yılından bu yana belediyelere hukuksuz bir şekilde kayyımlar atanmasının ardından Kürtlere ve siyasi temsilcilerine yönelik gözaltı, tutuklama, siyaset yapma hakkının engellenmesi gibi sistematikleşen baskı ve müdahaleler halen devam etmektedir. Türkiye’de yargısal süreçlerin siyasi iktidarın vesayeti altında olduğu apaçık bir gerçek olarak karşımızda durduğu böyle bir dönemde yurttaşların adalete olan inancı zayıflamakta, devlet ile olan yurttaşlık bağı kopma noktasına gelmektedir. Demokrasi, insan hakları ve kişi özgürlüklerinin güvence altında olmadığı bir ülkede; toplumsal barışı yaratmak mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye’de devam eden silahlı çatışma ve şiddet ortamını sona erdirecek politikaların hayata geçirilmesi amacıyla adımlar atılmalı, özellikle AİHM ve AYM tarafından hükmedilen hak ihlali kararların ivedilikle iç hukukta uygulanması gerekmektedir” dedi.

Seçme ve seçilme hakkını güvence altına almanın yolu Kürt sorunun barışçıl çözüm arayışıdır 

Seçme ve seçilme hakkının gerçek anlamda güvence altına alınması, devam eden çatışmalı sürecin sonlandırılması, Kürt sorunun barışçıl ve diyalog yolu ile çözmenin arayışı ile gerçekleşebilir ifadelerinde bulunan İHD Diyarbakır Şubesi, “Bir kez daha belirtmek isteriz ki; Türkiye’nin demokratikleşmesi ve insan hakları sorunlarını en aza indirebilmesinin yolu, Kürtlerin ve siyasi temsilcilerinin gözaltına alınması, tutuklanması, ağır cezalara çarptırılması, belediyelere kayyum atanması ile değil; seçme ve seçilme hakkının gerçek anlamda güvence altına alınması, devam eden çatışmalı sürecin sonlandırılması, Kürt sorunun barışçıl ve diyalog yolu ile çözmenin arayışı ile gerçekleşebilir” açıklamasında bulundu. (Haber Merkezi)