Portakal kabuklarının soba üstünden, fırından ağaçtan kendi ellerimizle topladığımız kestane kebabın yaydığı kokulu, ruhu ve sevgisi olan evlerden,
aidat ödenen ruhsuz, birbirine selam bile vermeyen, cenazesine bile gitmeyen ama lüks evlere taşındık.

Geçmişte, bayram seyranlarda alınan bir pantolon bir gömlek bir ayakkabı (Cızlavet lastik dahil varsıllık demektir)
Günümüzde; elbise dolapları tıka basa
renk renk giysiler ile dolu, gözümüz doymuyor.
Ne var ki hiçbir giysi içinde yüzümüz gerçekten gülmüyor, mutlu değiliz

Sanayi toplumunun ara elamanı olmamız için köyleri boşalttırıp yerimizden yurdumuzdan ettiler.
Önce aptalı uyutur gibi güzellikle,
olmadı zorla, türlü bahanelerle yakıp yıkarak kentlere ötelediler, gecekondulara tıktılar bizi

Başarılı da oldular. Bize bir haller oldu ve ne olduysa yavaş yavaş oldu!

Canı çıkası yaşamda kendimizden başlayarak, tükettikçe tüketiyor, harcadıkça harcıyoruz gönençli olmak için

Ne var ki bir türlü mutlu olmayı beceremiyoruz.
Onurlu yaşamayı, eskiden kıt kanaat yaşadığımız günlerden ders çıkarmayı öğrenemedik.
Oligarşik varsıllar dahil hepimiz, aç gözlülüğümüzün biricik fakiriyiz.

Oysa ki gözüm, gönençli olmak hiç de zor değil, kimin ne diyeceğini sallayın gitsin.

Düşün, üret, ürettiklerini topluma yansıt.

Madem ki yaşam kısa, bırakın avare avare gezmeyi, yemeyi, içmeyi de mabedinizin tadını çıkartmak için elinizden geleni ardınıza koymayın.

Beklentilerinizi sıfırlayın.
Direncinizin ve emeğinizin değerini bilerek sahibi olun.

Yeteri kadar ye, konuşun, uyuyun, tüketin, okuyun, üretime katılın ki yüksek değerlere sahip olasınız.

Egolu, agresif kuru varsıllık erk değildir.
Ayrıca güçlü olmak zorunda da değilsiniz.

Geçmişten gelen eksiklikten kaynaklı; erk peşinde koşan,stres üreten içi boş çevre,
yapılardan ve bireylerden uzak durmak gerek.

Kesinlikle değer yargılarınızı değiştirerek yenileyin.

Siyasal ve kültürel bir birikiminiz olsun.

Us’sal, siyasal, sosyal, bedensel ve duygusal gelişim ve sağlığımıza dikkat etmeliyiz.

En önemlisi de toplumsal yaşamda iz bırakan bir adınızın olmasını istiyorsanız;
üretim araçlarına sahip olmanın koşullarını yaratmak adına kendi emeğinize ve toplumsal emeğe sahip çıkmada mücadele edenlerin yanında sıra neferi olarak

Türkiye halklarının Devrimci Kurtuluş mücadelesinde saf tutmak gerektiğinin bilincinde olmalı ve bu uğurda yeni bireyler yetiştirmeliyiz.